24 Mayıs 2008 Cumartesi

sukunet ve kelime dolu bir serinlik

nerde kimle karsilasma olasiligi vardir.. neresi daha serin neresi daha sessizdir..bunlari hesap etti yururken.
yalniz kalmak istiyordu sadece. bu yuzden garip guzargahlarla uzatirdi yolunu hep. o gun kafasindan gecenleri yaziya dokebilmek icin bir firsat yakalayabilirdi belki uygun bir yer bulabilirse..
nihayet buldu aradigi mekani..
bi agaca sirtini verdi. altina kutuphaneden aldigi kitabi koydu. kutuphaneye de bu yuzden ugramisti cumartesi cumartesi zaten.. cimler islak olabilirdi cunku..
yola sirtini verdiginden; sadece seslerinden rahatsiz olabilrdi yoldan gecenlerin..
bekledi once biraz neyi bekledigini bilmeden. dinledi, kuslara, yapraklara hatta boceklerin cikardigi seslere odaklanmaya calisti. 5-6 farkli kus sesi, arada bir esen ama usutmeden islik calan ruzgar, yapraklari ruzgara eslik eden agaclar, merakli karincalar.. hava bunalticiydi aslinda bu kupkuru sehre oranla ama golge serindi.. gorus alanini sadece yesille sinirlandirdi. sadece agaclar, aralarindan otlarin inatla yeserdigi arnavut kaldirimi.. yesillikten gokyuzunun rengini unutur gibi oldu. oradaki tek uyumsuzun kendisi oldugunun farkina vardi sonra.. bu muthis tonlari bozan siyah beyaz babeti, mavili t-shirt u, siyah pantolon ve cantasi, metalik gri kalemi, mor kapli defteri, kiyafetlerine de uyumsuz olan kahverengi tahta saati, bu saate yakin renkte kestane kivircik saclari, yorgun bir merakla etrafa bakan gozleri..
yaninda herhangi elektronik bir alet yoktu. mp3 player almadigina yolda pisman olmustu aslinda ama burda gecmisti o pismanlik. zaten yeterince ahenkli seslerle bir fon muzigi yapiyordu doga ona. ama bu manzarayi kaydedebilmek isterdi.. iyice inceledi manzara beynine naksetsin diye..daha once boyle manzara olarak, bir deniz vardi mese agaclarinin arasindan gorup de hic gitmek istemedigi, bir de sulari soguk akan bir cam ormani..
orada oylece oturmak istedi yillarca. sanki hic aksam olmayacakmis, hic mevsim degismeyecek gibi geldi o an ona. tek isyani vucudunu kesfetmek icin can atan karincalaraydi. az once onunden kuyrugu lacivert o siyah beyaz kustan uctu.
bazen sadece yazdigina odaklaniyordu, o zaman agaclar onu izliyormus hissine kapiliyordu..hic kimse, hicbir ani hicbir aci yoktu zihninde orda oturdugu surece. ne cocuklugu, ne gencligi, ne gelecegi.. sadece simdiki zamani yasadi.

1 yorum:

something dedi ki...

iç huzurun betimlenişi gibi.