30 Mayıs 2008 Cuma

burda

anlıktır mutluluk
ve gidişler bireysel
terkedilişler sağlam
ve bitişler mutlak
gülüşler içten
ve gözyaşları nöbet
kuyular dipsiz
ve düşüşler sert
susuşlar uzun
ve kelimeler yakıcı

ama
tahammül katsayisi yuksek
kararlar kesin
ve sabır kafi.

25 Mayıs 2008 Pazar

bir aninin siradanlastirilmasi

gecmise sunger cekme istegiyle birlikte yapilmasi gereken, unutus icin farz olan bir teknik.
yontemi sudur ki: sadece malum kisiyle hatirlanan eylem, n defa yapilir. boylece, o olayin/ aninin, aslinda siradan bir sey oldugu gosterilir beyne. bu baglamda eternal sunshine of the spotless mind da bahsi gecen anilari sildirme islemi mantiksizdir ve gecersizdir. bir ani, ancak ve ancak siradanlasirsa daha az hatirlanir.

bir sarkiyi cok cok dinleyip ondan bikmak gibi..

onunla yurudugun yoldan her gun gecip onunla bulustugun yerde baskalariyla bulusursan, artik anisal mekan onemini yitirmeye yuz tutar. ayni sekilde, sabaha kadar bir baskasiyla oturursan, aslinda baskalariyla da saatlerce sohbet edebildigini, bunun ona ozgu degil sana ozel bir sey oldugunu farkedersin.

o yagmurda yalniz da yurunur, hatta bin kat daha zevk verir.
o cay baskasiyla da icilir.
bunun farkina varabilmek meseledir.

24 Mayıs 2008 Cumartesi

sukunet ve kelime dolu bir serinlik

nerde kimle karsilasma olasiligi vardir.. neresi daha serin neresi daha sessizdir..bunlari hesap etti yururken.
yalniz kalmak istiyordu sadece. bu yuzden garip guzargahlarla uzatirdi yolunu hep. o gun kafasindan gecenleri yaziya dokebilmek icin bir firsat yakalayabilirdi belki uygun bir yer bulabilirse..
nihayet buldu aradigi mekani..
bi agaca sirtini verdi. altina kutuphaneden aldigi kitabi koydu. kutuphaneye de bu yuzden ugramisti cumartesi cumartesi zaten.. cimler islak olabilirdi cunku..
yola sirtini verdiginden; sadece seslerinden rahatsiz olabilrdi yoldan gecenlerin..
bekledi once biraz neyi bekledigini bilmeden. dinledi, kuslara, yapraklara hatta boceklerin cikardigi seslere odaklanmaya calisti. 5-6 farkli kus sesi, arada bir esen ama usutmeden islik calan ruzgar, yapraklari ruzgara eslik eden agaclar, merakli karincalar.. hava bunalticiydi aslinda bu kupkuru sehre oranla ama golge serindi.. gorus alanini sadece yesille sinirlandirdi. sadece agaclar, aralarindan otlarin inatla yeserdigi arnavut kaldirimi.. yesillikten gokyuzunun rengini unutur gibi oldu. oradaki tek uyumsuzun kendisi oldugunun farkina vardi sonra.. bu muthis tonlari bozan siyah beyaz babeti, mavili t-shirt u, siyah pantolon ve cantasi, metalik gri kalemi, mor kapli defteri, kiyafetlerine de uyumsuz olan kahverengi tahta saati, bu saate yakin renkte kestane kivircik saclari, yorgun bir merakla etrafa bakan gozleri..
yaninda herhangi elektronik bir alet yoktu. mp3 player almadigina yolda pisman olmustu aslinda ama burda gecmisti o pismanlik. zaten yeterince ahenkli seslerle bir fon muzigi yapiyordu doga ona. ama bu manzarayi kaydedebilmek isterdi.. iyice inceledi manzara beynine naksetsin diye..daha once boyle manzara olarak, bir deniz vardi mese agaclarinin arasindan gorup de hic gitmek istemedigi, bir de sulari soguk akan bir cam ormani..
orada oylece oturmak istedi yillarca. sanki hic aksam olmayacakmis, hic mevsim degismeyecek gibi geldi o an ona. tek isyani vucudunu kesfetmek icin can atan karincalaraydi. az once onunden kuyrugu lacivert o siyah beyaz kustan uctu.
bazen sadece yazdigina odaklaniyordu, o zaman agaclar onu izliyormus hissine kapiliyordu..hic kimse, hicbir ani hicbir aci yoktu zihninde orda oturdugu surece. ne cocuklugu, ne gencligi, ne gelecegi.. sadece simdiki zamani yasadi.

23 Mayıs 2008 Cuma

de(ne)meler 15

kafamdan gecen herseyi yaziya dokebilseydim, "yilin en karamsar ve en paranoyak kisisi" odulunu kimselere kaptirmazdim muhtemelen. zira cogu zaman dizginleyemiyorum hayal gucumu ve bir anda dipsiz, deli siyah kuyularda buluyorum kendimi. uzaktan ya da yakindan siginilan bir yermis gibi algilansa da en basta bu kuyular; zamanla, bunun bir siginma degil, savunma mekanizmasi oldugu anlasilacaktir.

17 Mayıs 2008 Cumartesi

(k)uyu 08

yaziyor kalemim
yaziyor sustuklarimi sayfalarca
konusmaya basliyor
icim
muzik susunca
bu yuzden sanirim
yanimda kalem
dilimde sarki tasimam yillarca

12 Mayıs 2008 Pazartesi

mezar

mezarlari takip ediyorum yol boyu..
dag dag, ova ova mezarlar

bu kurak, sari sehirde, bozkirin en yesil yeri mezarliklar.
sakin, uzak, tedirginlerdi biraz.. uzun uzun bakistik.

anilarimiz icin de mezarlar olsa keske. her aninin belli bir omru olsa ki bu omur kisinin insiyatifine kalsa.
ya da guveler yese naftalinlemesek unutmak istediklerimizi..
...

tum bunlar beypazari yolunda dusunulmustur..
yalniz yaptigim yolculuklar beni boyle bi hos yapiyor.

yolda olma halidir hep bulunmak istedigim..


10 Mayıs 2008 Cumartesi

de(ne)meler 14

benim de artik senden gitmis olusum; senin beni buna mecbur etmenden degil, seninle olan zamanlarimi rahmetle anamayisimdandir.

4 Mayıs 2008 Pazar

de(ne)meler 13

tasiyamazsin buyuk gelir sana melankolim
getgitlerimden kiyilarima yanasamazsin
basin doner dusersin depresif ucurumlarimdan
aklin alamaz ki ucsuz bucaksiz endiselerimi
ustune paranoyak dersin bana
orda sizofren olup bogasim gelir seni

1 Mayıs 2008 Perşembe

deney(im)sel tasnif 02

tecrube edinme denebilecek surec 7 ye ayrilir:

1. körlük..

adi ustunde tecrube bu. ve bir seylerin yanlis gitmesi gerek. kör olarak baslarsaniz yola, tecrube edinmek hayli kolaylasir. yolunda gitmeyen birseyleri farkeder gibi olunca kapayin hemen gozlerinizi.. hayal gucunuzle bir bahane bulun simdi bu olmamasi gereken duruma. bitti.. atlattiniz. artik 2. asamaya dogru yol alabilirsiniz.

2.düşmek..

oncelikle, bu kelime cok guzel cagrisimlari oldugu icin asamanin adi olmaya uygun gorulmustur. gercek anlaminin yaninda daha ironik olan mecazi kullanim soz konusu bu asamada..
tecrube vucudun diger organlarinda da kalici hasar birakan bir sey. yani once gozler gormez olani, sonra kulak duymaz denileni, duysa da beyin bunu algilayamaz vs. vs.. yani zincirleme bir surec. kisi algilayamadigindan etrafini, sacmasapan seyler yapmaya baslar. hatta ne deniliyorsa onu yapar. gel der biri mesela, gitmemek gibi bir ihtimal aklina gelmez bu safin.. giderek duser yakin cevresinin nazarinda. ki algisi da dusuktur. dusmustur iste birey gittikce de vahimlesir durum..


3.carpmak..

dus dus nereye kadar.. elbet kafani bir yerlere vuracaksin, mecbursun. dua et bu vurus sert olmasin. bir arkadasin hazir bulunsun misal.. ya da hazirla kendini "bir gun carpabilirim sert kayalara bu hayat boyle gitmez" diye dusun.
bu asama, ilk iki asamaya oranla daha kisa surse de etkileri uzun surelidir. diger asamalara temel hazirlar.


4.baston..

bir yerlere tosladin, ya da biri birsey atti kendini cekmene firsat birakmadan.. en akillica cozum eline bir baston alip , bastonla yurumektir. daha dikkatli olursun yolda belde, onune bakarsin sadece.yeri gelir bastonla savunursun kendini.. bastonla/degnekle ya da birisiyle yurumek yapayalniz yurumekten daha guvenlidir cunku.

5.iyilesme..
bir zaman sonra yuruyusun duzelir.. elbet duzelir bir seyler zamanla..zaten yuruyusun duzelmese, algilayisin duzelir. hayata bakisin yere basmaya baslar yeniden bastona ihtiyac duymadan.. bastonlu donemden iyilesme donemine gecis kisinin bunyesine, yasina, ortamin nemine bagli olarak degisir. körlükle ve kalp yorgunluguyla dogru, bastonun saglamligiyla ters orantili bir surec.. yalniz, hasta iyilestim diye sevinmemelidir. zira iki level daha vardir demonun bitmesine..

6.normallesme..

kisi artik normal yasantisina geri donmustur. gozleri iyi gorur, yere saglam basar. dusmez kolay kolay, onune bakarak yurur; cunku yurumeyi ogrenmistir(/ogretilmisitir ya da kim bilir). algisi da saglamdir. duyulari cakralari falan filan hepsi de aciktir. kisi kafasini yalniz gunluk hadiselere yormaktadir. mesela aksam ne yiyecegini dusunmektedir gunun yuzde sekseninde. canini genelde memleket meseleleri sikmaktadir. bunun disinda global isinma, penguenlerin hali, delik ozon da kafasina takilmaktadir. lakin, fazla sevinmemelidir hasta ohh tuzum kuru diye.. cunku bu körlük genetiktir, nuksedebilir.

7.unutus..(nisyan)
tehlikeli olabilir. cekilen acilar, o karanlik unutulmamalidir hic degilse. cektirenler unutulabilir. onlari unutmamak/unutturmamak, anilara saygi gibi seyler sacmadir, fazladir; soz konusu insan hayatidir, kalp sagligidir..