29 Temmuz 2007 Pazar

12 saat anti-bakteriyel koruma

yillarca gozum gibi bakmistim onlara oysa...
her gece yatarken her kahvaltidan sonra...
hatta her sabah uyandigimda dogru banyoya gidip dislerimi fircalamak bir ara aliskanlik olmustu. saplanti derecesinde fircalayip zaman zaman da kanatiyordum.

ama dun...
disciye gittim,
ve aci gerceklerle yuzyuze geldim.
6 curuk varmis! 20 yas dislerinden de en az birinin duzleme paralel gidip diger disleri ittigi varsayilirsa:
6 curuk+ alinmasi gereken 4 adet 20 yas disi

kendimi hic bu kadar aciz hissetmedim.
demek yillarca kendimi kandirmisim.
ben ne cok hata yapmisim meger...
gozum kapali bakmisim meger...

yillarca dis fircaladim. fircalamayanlari kinadim. bu muydu karsiligi??
bu muydu 12 saat antibakteriyel koruma? bu muydu 12 farkli soruna 12 farkli cozum?
eskiden gunde 3 kez fircalayin derlerdi o zamanlar 3 kere fircalardim sonra 2 ye dusurduler.
ben daha o zamanlardan suphelenmistim ama neyse dedim gectim..
bilsem 6 kez 7 kez fircalardim...

demin aynaya bakip kendimi ajda pekkan gibi hissettim.
on dislerim yani gozukenler ziyadesiyle bembeyaz...
fakat neye yarar... icim curumus benim dislerden baslayarak.
belki o beyazlikla gercekleri insanlardan saklayabilirm ama dislerimden,dis doktorlarindan asla..
hicbir dolgu giden dislerimin yerini dolduramayacak biliyorum...
aglamak istiyorum..

belki de cekilecek arka dislerim
bundan sonra elma isiramayacagim soyle hart diye.
belki cikolata yemeyi seker emmeyi falan yasaklayacak doktor
hatta kutuphaneye tek gitme sebebim olan kahveyi, sicak cikolatayi da bir daha oyle cok cok icemeyecegim...

iste yarin da panaromik agiz filmi cektirecegim 20 yas dislerini net gorebilmek icin.

elveda findik fistik
elveda yemek yemek
bundan sonra yanimda kamis tasiyacagim.

23 Temmuz 2007 Pazartesi

kadinlar ne ister? hint kumasi?

"acaba niye yalnizim ben boyle?" diye oyle cok dusunen biri olarak kendime bir hint kumasi aradigimi farkettim. soyle ki:

(erkek)... dedigin...(bana gore)

cocuk olmayacak ama icindeki cocuk da henuz olmemis olacak. dusunup de hareket edecek. beni zor durumda birakacak bsy yaptiginda "cocukluktu, ozur dilerim" gibi bir bahanesi olmayacak. ama bir cocuk kadar saf, utangac da olabilecek yeri gelince. her zaman da bir yetiskinin olgunlugunu tasiyacak.

mantikli olacak ama sadece beyninin dedigini degil kendi ic sesini de dinleyecek. ama kalbinin duygularinin dedigiyle birseye koru korune gitmeyecek. cunku kalp dedigimiz organ zaten ne-idugu belirsiz bir kastan yapilmistir. yani hammaddesinin bile cizgili mi duz kas mi oldugunu bilmedigimiz birseye guvenilmez kanimca.onemli bir karar alirken iyice dusunecek. gerekirse danisacak.

zeki olacak en azindan benim kadar. yanlis anlamayacak hicbir zaman beni. yuzume baktiginda anlayacak ne dusundugumu. ama oyle her dusundugumu de bilmeyecek. ben soylemeden yapacak bazi seyleri. o konusurken hayran hayran dinleyecegim ben. ben konusurken de beni dinleyecek o, baska birsey dusunmeyecek, gercekten dinleyecek.

hassas olacak. benim hassasliklarima da saygili olacak. ama cok da hassas olmayacak oyle. her cani sikildiginda annesine kosan, aglayan adam cekemem ben. onu kirmayayim diye kasamam kelimelerden tasarruf edemem ben. kisacasi hem duyarli olacak , cevreci olacak, hem de oyle sulugoz olmayacak.

durust olacak, durust olacak, durust olacak. ki bana birsey dediginde suphe duymadan inanayim ben de. ne hissediyorsa, neye kirildiysa, neyi kafasina taktiysa benle paylasacak. aramizda bi sorun oldugunda once herkes kendinde arayacak hatayi (cunku ben hep oyle yaparim). ima etmeyecek. direk soylesin ben gelemem oyle ustu kapali seylere.

sorunlari erteleyebilir belki onun da huyu oyledir ama en azindan sorun varsa sorun var diyecek. belki farkinda olmayabilirim birseylerin ters gittiginin... o, bana hatirlatacak.

anlayisli, kibar olacak. beni neyin mutlu edecegini bilecek. benimle ilgili herseyi bilecek ama beni cozmus havalarina girmeyecek. bana ilgi gosterecek ama ben istedigimde tabi. cok ilgiye gelemem ben, cok kibarliga, cok anlayisa, cok hassasiyete, hatta cok sevgiye. bogulurum fazla gelir. herseyden orta karar.

turk kahvesini orta sekerli icecek. en az bir enstruman calacak. tabi uflemeli(ney, yan flut) ya da telli yayli calgilar tercih sebebidir. bilhassa gitar ve ney olursa sahsim ayri bi mutlu olur.

ama uflemeli dediysek de... senlendirici gibi olmayacak. sadece beni senlendirmeli! komik olmali, guzel espri yapsa fena olmaz. cunku bir omur somurtan bir adamla gecmez.

cok konuskan olmayacak. ama surekli de susmayacak. dinlemesini bilecek. dinlemek buyuk meziyet. dinlemeyen biri ise eziyet.

manevi olarak acligimi giderecek benim. maddiyat degil kaygim. hatta ikimize de bakabilirim belki. ama benim paramla da gecinmeyecek. en az benim kadar kazansin ki kendini kotu hissetmesin. parayi da harcarken dikkatli olacak. kazanmanin kolay olmadigi birseyi gozu kapali savurmamali. yarin birgun baska seyler icin de olur bu cunku. mesela ben. ama cimri de olmamali.

zevkli olacak her konuda. guzel giyinecek ama asla marka tutkusu olmayacak. ona danisabilecegim kadar guvenebilmeliyim goz zevkine. guzel muzik dinleyecek. benim dinlediklerimi bilecek, onlardan haz alacak. ama benden fazlasini da bilecek bana hep birseyler katabilecek kapasitede olmasi sart. cok da okuyacak. gundemi de takip edecek gecmisini de bugununu de bilecek. yani kultur kupu olmali. ama beni de ezmemeli bu hususta.film bilgisi de bi umman olsa mest olabilirim pek tabi.

romantik de olacak. dalga seslerini dinlemeyi sevecek. ara sira bana guzel seyler de soylese fena olmaz. ama herseyin orta karari iyi. fazla romantizm de olmaz bana.

konsere de gidebilmeliyim ben onunla, sinemaya da yuruyuse de, hatta icebilmeliyim karsilikli. acik havayi sevmeli. uzuuun yuruyuslere cikmaliyiz onunla. yaninda sacmalamaktan cekinmeyecegim biri olmali. kendi kendime konusurken deli diye bakmamali bana.

saygili olmali. bana, benimle ilgili herseye saygi beklerim. dusuncelerim, saplantilarim, takintilarim, aliskanliklarim, ailem, arkadaslarim, yalnizligim, meslegim, kendimden kacislarim, siyasi gorusum vs. vs...yalniz kalmak istedigimde saygi duymali bik bik otmemeli kafamda.

iyi birisi de olmali, iyi niyetli, guvenilir, sozunun eri. ama cok da iyi degil. insanlarin kotusunden anlayabilecek kadar da kafa bekliyorum tabi ondan. o kadar da saf olmamali. karakteri de oturmus olmali.karaktersiz birisine de gelemem..

sabirli olmali zira sabir gerekli bana katlanabilmek icin. "zaman herseyin ilaci" anlayisini kendisine felsefe edinse iyi olur. cunku pek cok sey ancak zamanla cozulebilecek kadar karmasik.

herseyden onemlisi KENDİSİ olmali. tum bunlari ben istiyorum diye, ya da ben boyleyim diye degil kendisi oyle oldugu icin yapmali... tabi sevebilmeli de tum kalbiyle. gozu benden baskasini gormemeli. kiymetimi bilmeli.

bu arada tabi..
o beni severken benim de onu sevmem sart.
bir sekilde bir nedenden hayat bizi karsilastirmali.
ayni anda olmali."

yok

gecen sene bugunlerde ne yazmisim acaba diye okuyordum gunlukleri ki...
o zamandan bu zamana hicbir sey degismemis bunu anladim.
ben yine ayni ben. sadece birkac satir daha fazla okumuslugum var o gunden bu gune, biraz daha aglamisligim, belki biraz daha buyudugumu dusunmuslugum...