21 Eylül 2007 Cuma

terkeden

"kimdi giden kimdi kalan
aslinda giden degil kalandir terkeden
giden de bu yuzden gitmistir zaten"

iyi ki bir az seven taraf olduk ha!
sanki hic dusunmedik sanki hic cabalamadik.
deli oluyorum anlamadan, dinlemeden kendi kanunlariyla beni yargilayan insanlara..
yok ben zaten "gitmeyi" kafama koymusum.
o, bundan sonra agziyla kus tutsa, ben " bu kusum kanadi neden beyaz" dermisim
o ne yaparsa yapsin ancak ufak bir gulumseme uyandirabilirmis bende..
peh peh peh

niye sormuyorlar su sorulari kendilerine:
"o, soylemek istemiyor belki ama benim bir kabahatim olabilir mi??"
"ne oldu da bu kadar degisti tavirlari?"

ha pardon! belki soruyorlardir ama cevabini bildikleri zaman!
nedense de o cevap ayni eksen etrafinda doner.
"o, istemedi. ben elimden geleni yapiyorum. daha ne yapayim bilmiyorum. bunlari hakedecek birsey yapmadigimi da dusunuyorum. zaten "o" da dedi, sorunun kendisinden kaynaklandigini."
...

bahane bulmak cok kolay eger sevmeye gucu yoksa insanin. sen, "de"lerin nerde bitisik nerde ayri yazilacagini bilmiyorsun mesela. bu bir sebep olabilir benim icin, olamaz mi??
bana benim senden ne bekledigimi sordun. sana "eger beklentimi soylersem ona gore davranirsin kendi davranacagin gibi degil. seni yonlendirmis olurum, seni taniyamam." dedigimde sasirdin.
sana gore, herkes beklentisini soylesin. bu beklentilerin gerekleri yerine getirilsin. proglamlanmis robotlar gibi devam edelim hayatimiza ne guzel! herkesten beklenen belli. zaten karakter, kisilik, gecmis, aliskanlik, dusunceler yalan.beklentiler yonetsin hayatimizi!
kusursuz bir uyum yoktu aramizda. ben soylemeden neye uzuldugumu gozumden anlayacak biri yoktu karsimda. midemde kramplar kelebekler ucamadi. birseyler olsun ben de isterdim, olmadi. elini tutayim bakalim ne olacak dedim. ama... hicbir sey olmadi iste.
bunu anlatmaya calistim.
"seni, hatalarini gormeyecek kadar sevemiyorum. uzgunum. bunun icin cabaladim.
ama uygun oldugumuzu dusunmuyorum" dedim.
gozune de sokmak istemedim, "sen soyle yaptin boyle yaptin..." demedim fazla.
ama o, ille de "ne yaptim kiii??? ben seni sıkıntıya sokacak hicbirsey yapmadim yapmam. yapmazdim" dedin durdun.

sıkıntıya soktun iste. hala da canimi sıkıyorsun.

birileri hakkimda yanlis dusunuyor.
beni, ne istedigini bilmeyen kadinlar sinifina sokmak icin can atiyor birileri.

yine de rahat ki vicdanim, kendileri hic tesrif etmediler ruyalarima..
ya ruyamda bile gormuyorum iste otesi yok!
gitmeyi kafaya koymakla falan ne ilgisi var bunu anlamadim ben.
sanki 5 yildir nisanliyiz da ben aldatmak istiyorum onu!

bu balik adamlar kafayi yedirtcek bigun bana
bi tanesi de mesela "ben seni karanligima cekmek istemiyorum. suan hayatimda anlatamayacagim sorunlarim var. seni de buna dahil etmek istemem. bana baglan istemem" dedi salak salak. sanki ben ona hadi gel benimle ol demisim gibi...
sonra...
tam 3 ay sonra...
bir baska birini kendi karanligina soktu bu arkadas.
neyse bu konu baska bir gunun konusu...

esas meseleye donmek gerekirse...
bu evrende nedense kimseler empati yapmak istemiyor.
tum aciyi hep onlar yasiyor. butun bir hayati onlar gogusluyor sanki.
hatta haksizliklar da onlara yapilir, onlar haksizlik yapamaz. zaten kimse de karinca incitemez.
yoruldum kendimi anlatmadan anlasilmaya calisilmaktan, yanlis anlasilmaktan.

yuzum asık olunca illa sebebi ders mi olmali?? ya da benim derin kuruntularim..
niye benim de hassas olabilecegim gercegi onlara bu kadar uzak geliyor? ben de bunu anlayamiyorum iste!
niye "hem kirici hem kirilgan" sozu benim icin mesela?

ben sirf o, kirilmasin aman zaten "seven kalpler hassas olur" diye diye paraliyayim kendimi...
ya o neden kendini koymuyor benim yerime; ben bunu anlayamiyorum.
niye benim aliskanliklarima, dusuncelerime saygi gostermiyor??
sirf daha cok seven gozuken taraf o oldugu icin onun hakli olmasi mi lazim??daha cok sevmek karsi tarafi daha az dusunme hakki mi demek ??
ben dengesiz olunca bu dengesizlik neden benim tum karakterime hayatima mal ediliyor da, bu dengesizlige kararsiz ruh haline beni iten sebepler uzerine kimse kafa yormuyor??
birseye tek bir pencereden bakmak cok kolay.
neden herkesin kendine ozgu bir penceresinin oldugunu kimse hatirlamiyor??

niye boyleyim ben??
esas soru bu aslinda.
cok kucuk cok degersiz, cok tuhaf hissediyorum kendimi bu gezegende.
bu kadar hassas olmak istemezdm.
bu kadar gamli olmayi da ben istemedim.
nedense istemedigim halde bunlarin bedelini yine ben oduyorum.
neden diye soruyorm simdi.
neden??

Hiç yorum yok: